Dünyanın en eski yolları arasında gösterilen Karya Yolu’na ev sahipliği yapan Latmos Dağı’nda çok sayıda mağarada tespit edilen ve Neolitik Çağ’a tarihlenen kaya resimleri, ilk çağ insanlarının kardeşlik mesajını bugüne taşıyor.
Kapıkırı Mahallesi’nde yer alan Herakleia Antik Kenti’nde, Muğla Valisi Orhan Tavlı’nın desteğiyle Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünden alınan izinlerin ardından ilk defa kazı çalışmalarına başlandı.
Muğla Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı desteği ve İMİ Koleji sponsorluğunda sürdürülen çalışmalarda, antik kentte belirlenen alanlarda temizlik yapıldı ve çevre düzenlemesi ile tarihi yapılara bilgilendirme tabelaları yerleştirildi. Endymion Kutsal Alanı ile Göl Kalesi’nde gerçekleştirilen kazı çalışmalarında ise önemli verilere ve çok sayıda tarihi buluntuya rastlandı.
Latmos Herakleiası Kazıları Bilimsel Danışmanı Selçuk Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zeliha Gider Büyüközer, AA muhabirine, bölgede ilk arkeolojik çalışmaların Annelise Pechlow öncülüğündeki bir ekip tarafından yapıldığını ve o dönem 8 bin yıllık tarih öncesi döneme ait kaya resimlerinin keşfedildiğini söyledi.
Herakleia Antik Kenti’nin olağanüstü jeolojik oluşumlarıyla adeta bir kaya deryası olan Latmos Dağları’nın güney eteklerine kurulduğunu belirten Büyüközer, “Antik dönemde bir liman kenti olan Herakleia Antik Kenti, Roma döneminde körfezin kapanmasıyla Bafa Gölü’ne dönüşen gölün kenarında konumlanmış. Doğası muhteşem olağanüstü bir güzelliğe sahip.” dedi.
Günümüzde Beşparmak Dağları olarak adlandırılan Latmos Dağlarının 8 bin yıllık kaya resimlerine ev sahipliği yaptığını anlatan Büyüközer, antik kentin günümüzde de birçok yerli ve yabancı turistin ilgisini çektiğini dile getirdi. Herakleia Antik Kenti’ndeki Endymion Kutsal Alanı ve Göl Kalesi’nde devam eden kazı çalışmaları hakkında bilgi veren Büyüközer, elde edilen bulguların ilk defa kazılan antik kent hakkındaki genel görüşleri ve bilinenleri değiştirmeye başladığını ifade etti. Kazı çalışmalarında kısa bir süre olmasına rağmen önemli veriler elde ettiklerini vurgulayan Büyüközer, 14. yüzyılda Türklerin bu bölgeye gelmesiyle antik kentin terk edildiğinin düşünüldüğünü belirterek şunları kaydetti:
“Ancak Göl Kalesi’nde elde ettiğimiz veriler, antik kentin Türklerin gelişinden sonra da kullanılmaya devam ettiğini gösteriyor. Gün yüzüne çıkardığımız kültür varlıkları birçok döneme tarihleniyor. Bu yıl ilk defa kazılan Herakleia Antik Kenti’nde adeta katman katman tarih fışkırıyor. Heyecan yaratan arkeolojik gelişmeler ışığında Herakleia’da çalışmalarımız sürüyor. Alanda konservasyon projelerimizin hazırlığına başladık.”
Salgın döneminde doğa ve kültür turizmi olanakları sunabilen destinasyonların özellikle tercih edilmeye başlandığına dikkati çeken Büyüközer, Latmos Herakleiası’nın da doğal güzellikleri ve tarihi değerleriyle yıl boyu ziyaretçilerini beklediğini söyledi.